Para Dergisi’nin 10 Ekim tarihli sayısında IDEA Universal Derneği’nin kurucu başkanı, su savaşçısı Hayri Dağlı’nın hayat hikayesine ek olarak gıda ormanları ve akıllı köy projelerine yer verildi.
Bir süredir iyilik meleklerimiz dünyanın dört bir yanında çok güzel işler yapıyor. Afrika’da Tanzanya, Madagaskar, Nepal, Gambiya, Senegal gibi ülkelerde 5 yıl içinde 130 akıllı köy kuran Hayri Dağlı da o harika insanlardan biri. Dağlı, açlık ve yoksullukla mücadele eden Afrika köylerindeki insanlara balık vermek yerine balık tutmayı öğretiyor.
Röportaj: Ürün Dirier
Afrika’da 5 yıl içinde 130 akıllı köy kuran IDEA Universal Derneği’nin kurucu başkanı Hayri Dağlı’nın hayat hikayesi, en az başardıkları kadar sıra dışı. 67 ülke gezdikten sonra 2014 yılında Kilimanjaro Dağı’na tırmanmak üzere gittiği Afrika’da zor durumdaki köylerden etkilenen Dağlı, kurduğu dernek aracılığıyla 130 akıllı köy oluşturdu. Bugüne dek yüz binlerce insanın hayatına dokunan ve yoksulluk ile açlık arasında yaşamaya çalışan köylülere başka bir dünya daha olduğunu gösteren Dağlı, şu sıralar Afrika’yı meyve ağaçlarıyla donatmak üzere yeni bir proje peşinde. Dağlı ile hikayesini ve Afrika’yı konuştuk…
Hayri Dağlı ile ilgili geniş bilgi almak için tıklayın.
Kendinizden bahseder misiniz? Nasıl girdiniz bu yola?
-Dokuz Eylül Üniversitesi’nde aldığım Coğrafya eğitiminin ardından Stockholm Üniversitesi’nde ‘Sürdürülebilir Kalkınma’ alanında uzmanlaştım. Uzun yıllar Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarında eğitim ve doğa koruma alanlarında çalıştım. Aynı zamanda da ülke ülke fırsat buldukça gezerdim. 67 ülke keşfettikten sonra 2014 yılında bir gün, Kilimanjaro Dağı’na tırmanmak üzere Afrika’ya bir yolculuk gerçekleştirdim. Ve bu Afrika yolculuğu sırasında iç savaşlardan etkilenen, suya ve gıdaya ulaşamayan köylerin yaşadıkları zorlukları yerinde gördüm. Oraya yerleşme kararı aldım. İşimden istifa ettim, banka hesaplarını kapattım, ev eşyalarını ihtiyacı olanlara dağıttım ve Afrika’ya tek yön bilet alarak sıra dışı bir yolculuğa çıktım. Kent yaşamını ve konforunu geride bırakarak çıktığım bu yolculuk, on binlerce insanın yaşamına dokunacak bir sürecin de ilk adımı oldu. Tanzanya’nın Mta Kwa Mtu köyünde gönüllü eğitmenlik yapmaya başladım. Kız çocuklarının günde 6 kilometreyi bulan su yolculuklarından dolayı derslere katılamadıklarını gördüm. Hemşire olma hayali kuran ve aşırı yoksulluktan ötürü bunu gerçekleştiremeyen 7 yaşındaki Fatima’nın hikayesi beni derinden etkiledi. Fatima’nın ve yaşadığı köyün su ve gıdaya erişmesi için bir şeyler yapmam gerekiyordu. Kendi imkanlarımla sürdürülebilir su ve tarım projesi gerçekleştirerek köydeki umudun tekrar yeşermesine katkı sağladım.
Balık vermiyor, tutmayı öğretiyorsunuz öyleyse…
Projeyi özetle anlatacak olursak, sürdürülebilir tarım projelerinden eğitime, temiz sudan yenilenebilir enerjiye kadar bir köyü baştan kurgulayarak dönüşümünü sağlayan bir proje. Yani Afrika’ya yardım yapmak, su kuyusu açmak gibi katkılarla ‘balık verme’nin bir işe yaramadığını görerek, halka ‘balık tutmayı’ öğretiyoruz. Hatta dönüşen köyler komşu köylere de yardıma gidiyor ve sürdürülebilir iyilik Afrika’da her geçen gün adım adım büyüyor. Bazı köylerde başarı hikayeleri de çıkıyor. Kendi hallerinde küçük bir bahçede çay üretimi yapan iki kadın, bugün ihracat yapar konuma geldi mesela. Akıllı köyler bunun gibi birçok hikayeyle dolu. Daha eşit bir yeryüzü düşlemek iyi fakat bizim için daha iyisi bunu inşa etmektir. En büyük hayalimiz bir gün IDEA Universal’in kapanması. Artık bize ihtiyaç kalmayacağı gün için var gücümüzle çalışıyoruz.
Derneği kurmanız nasıl oldu?
Köylerdeki aşırı yoksulluk, susuzluk ve açlık sorunlarını yakından deneyimledim ve bölgeye yapılan tek seferlik yardımların kalıcı çözüm sağlamadığını gördüm. İşte bu noktada 2016 yılında sorunların küresel çapta kalıcı ve sürdürülebilir çözümü için harekete geçerek şeffaflık ve bağımsızlık ilkeleriyle Idea Universal’i kurduk. Akıllı Köyler projesini başlattık.
BM tarafından en inovatif projeler arasında gösterilmişti değil mi? Nedir akıllı köy?
Idea Universal ekibi olarak, kısa sürede su, tarım, enerji ve eğitim sorunlarına entegre ve bütüncül bir çözüm sunan Akıllı Köyler modelini geliştirdik. İnovatif ve sürdürülebilir bir kalkınma modeli olan ‘Akıllı Köyler’, Birleşmiş Milletler’in seçtiği ‘Afrika’da En İnovatif 5 Proje’ arasına girdi. Şu ana kadar 130 akıllı köy kurarak yüz binlerce insanın hayatını dönüştürmeye devam ediyoruz.
Afrika insanına dair birçok önyargı var. Bunlar konusunda ne söylersiniz?
Afrika’ya dair pek çok önyargı adaletsizce. Örneğin tembeller, çalışmıyorlar, çalışsalar aç kalmazlar gibi yorumlar duyduğumda üzülüyorum. Öncelikle, belki bir süre sonra bizi de tesiri altına alabilecek olan, yavaş yavaş etkisini bizim de hissetmeye başladığımız malum iklim krizinden dolayı yıllardır açlık ve susuzlukla mücadele ediyorlar. Beslenemedikleri için bedensel ve zihinsel enerjileri olmuyor, pratik zekayla hemen çözülebilecek belki çok basit bir şeyi bile o an için düşünemeyen insanlar gördüm. Onlar tembel değiller, açlar. Biliyor musunuz, karnı doyan, temel ihtiyaçları sağlanan çocuklar kısa bir süre sonra geleceğe dönük hayaller kurmaya, ileride yapmak istedikleri meslekleri seçmeye başlıyorlar.
Bağışları nasıl kabul ediyorsunuz?
IDEA Universal üzerinden akıllı köyler projesine Türkiye, Afrika ve Asya için bağış yapılabilir ve bağışlar sitede harita üzerinden anbean görülüp takip edilebilir. Web sitemize girdiğiniz zaman haritalar üzerinden nereye kim ne bağışlamış, bağışın geldiği son durum nedir hepsi takip edilebiliyor. İnsanlar da bağışları ile nerede ne yapılmış kendi ismi ile görebiliyor. Sistemimiz üzerinde her şey şeffaf bir şekilde izlenebiliyor.
Yeni projeniz, ‘Afrika için 1 milyon meyve ağacı’ konusunda bilgi alabilir miyiz?
Projeyi geçen yıl başlattık. Afrika Gıda Ormanları projesi, Afrika için 1 milyon meyve ağacı hedefliyor. Afrika’nın yüzde 76’sı günlük 1 doların altında yaşıyor. Gıda yetersizliği suya ulaşımın zor olduğu bölgelerde daha yoğunlukta. Sebze-meyve üretiminde çeşitlilik ve yeterli miktar sağlayamayan köylüler vücutlarına farklı gıda grupları alamadıkları için ölüme varan hastalıklarla mücadele ediyor. Gıdaya ulaşım bölgenin hem sağlık sorununu hem de gelir sorununu çözmek için oldukça önemli. Bunların yanında gezegenimiz büyük bir salgınla karşı karşıya. Afrika ülkeleri ise bu krizi su ve gıda eksenin daha çok hissetmeye başladı. Tüm bu durumları göz önüne alarak Akıllı Köyler projemiz kapsamında sağladığımız tohum desteğine ek olarak Gıda Ormanı projemizi hayata geçirmeye karar verdik. Afrika’nın çölleşmiş ve yoksul bölgelerinde uygulayacağımız proje ile gıda ormanları kuruyoruz. Avokado, papaya, mango, kaju, cassava, portakal gibi ağaçlardan oluşan topluluk ormanları 2 yıl içinde bölgeye hem sürdürülebilir gıda sağlayacak, hem de gelir getirecek. Yüz binlerce insanın gıdaya ve gelire erişimi artacak.
Gıda ormanları Afrika’yı nasıl değiştirebilir?
Gıda ormanları bölgedeki gıda sorununu sadece insanlar için değil diğer tüm canlılar için de önlemiş olacak. Yaban hayatı bu ormanları pozitif yönden beslemiş oluyor. Yine bu ormanlar iklim değişikliği, kuraklık, ekosistem dengelerinin bozulması konularında oldukça katkı sağlayıcı. Suyu tutma özelliği ile de yeraltı sularının arttırılması açısından önemli. Karbon miktarının azalmasında önemli rol oynarlar. Bölge için ciddi bir hava temizliği anlamına gelir. Ağaçların sayısı arttıkça bölge sıcaklığının düştüğü birçok araştırmada ispatlanmıştır. Afrika gibi sıcak bir bölgede ısı artışlarının önüne geçecektir. Mevsiminde ve ilaçsız olarak tüketilen meyveler beden sağlığını pozitif yönde etkiler.
Nasıl gelir elde ediliyor bu ormanlardan?
Gıda ormanları ile ilk hedef bölge halkına ve canlılara besin sağlamak, doğanın gelişimine katkıda bulunmak. Bunların devamında sürdürülebilirliği sağlamak açısından bölge halkının gelir elde etmesini hedefliyoruz. Bu bölgelerde üretilecek tropikal meyvelerin kurutularak satılması, meyvelerin kalan kısımlarının çeşitli ürünler için değerlendirilmesi (Hindistancevizi dış kabuğunda kase ya da enstrüman yapımı) gibi yöntemlerle ürünlerden gelir elde ederek aile bütçesine katkı sağlayabilirler. Bu gelir çocukların okula devam etmesi için oldukça önemli bir basamağı oluşturuyor. Bu kapsamda vereceğimiz kadın girişimciliği eğitimleri ile kendileri için besin elde eden kadınlar fazla meyveden gelir sağlayacak ürün tasarlayacaklar. Bu iş modeli sayesinde düzenli gelire kavuşabilecekler.
コメント