top of page

Su hayattır!

Kbungwe köyünde çocuklar suya ulaşmak için her gün yarasalarla dolu bir mağaranın dibine iniyorlar. Çıplak ayaklarla köye kova kova su taşıyorlar. Köyde her şey bu taşıma suyla yapılıyor. İbadet bile! İşte TRT Belgesel kanalında yayınlanan Su Savaşları belgeselinin dördüncü bölümünde Kbungwe köyünden gelen çağrıya kulak veriliyor. Su Savaşları’nda bir su kuyusuyla hayatların çok ciddi derecede değiştiğine defalarca kez şahit olduk. Şimdi sıra Kbungwe köyünde. Su Savaşçıları Hakan Girginer ve Çağlar Demirkapı, Kbungwe köyünden Albulkerim’in çağrısıyla köye yardıma yetişiyor.


Çağlar Demirkapı ve Hakan Girginer, bu kez Kbungwe köyünden gelen yardım çağrısı için yola koyuluyorlar. Köyün hemen yanındaki beş yıldızlı otellerde sular bolca kullanılırken Kbungwe köyünde ciddi derecede su sıkıntısı yaşanıyor. Su kuyusunun eksikliği yıllardır hissediliyor. Köy halkından 65 yaşındaki Miracci, uzun yıllardır bu köyde yaşıyor. “En büyük sorunumuz su. Su bizim için çok değerli ve bir kez kullanılmayacak kadar az. Bu yüzden aynı suyu tekrar tekrar kullanıyoruz” diyor. Köylerindeki tek su kaynağının bir mağara olduğunu söylüyor. Bir de en büyük oğlu Habibu’nun çalıştığı otelden getirebildiği kadarı… Oysa köyün bir su kuyusu olsa her şey çok farklı olabilirdi!


Kbungwe köyüne giriş


Kbungwe köyünden Abdulkerim ekibi arıyor ve köy için kullanılan suyun sadece mağaradan sağlanabildiğini söylüyor. Su Savaşları belgeselinin dördüncü bölümü Hakan Girginer ve Çağlar Demirkapı’nın köye doğru yolculuklarıyla başlıyor. Ekip için oteller bölgesi bittikten hemen sonra gerçeklerle karşılaşma zamanı geliyor. Su Savaşları ekibi oteller bölgesinden çıkarken polis kontrolünden geçiyor. Çizginin öte tarafı bambaşka bir dünya sunuyor. Çağlar Demirkapı, bu çelişkiyi “Bu kadar keskin bir çizginin olması bile rahatsız edici” sözleriyle anlatıyor. Ana yoldan çıkıp köy yoluna giriyorlar. Kayalık yol ekibin yolculuğunu da zorluyor. Çok dikkatli ilerlemek zorunda kalıyorlar. Önlerine çıkan bir ağaç dalının kaldırılması gerekiyor. Köyün çocukları yardım ediyor ve ardından da köylerine gelen bu iki yabancıyı aracın arkasından koşarak takibe koyuluyorlar. Hakan Girginer ve Çağlar Demirkapı’nın gönülleri bu koşuya razı olmuyor. Duruyorlar ve çocuklar aracın arkasına kısa sürede deyim yerindeyse doluşuyor. Hakan Girginer, “Anlaşılıyor ki buralarda çocukların tek eğlencesi bu” diyor. Köye doğru yaklaşık 30 çocukla çok eğlenceli bir yolculuk yapıyorlar. 2-3 km sonra Kbungwe köyüne ulaşıyorlar. Köye su sağlamak için önceden aradıkları sondaj ekibini bekleyecekler. Onlar gelince hemen işe koyulacaklar.



Bu suyu aynı zamanda içiyor musunuz?


Su Savaşları ekibi köye girer girmez onlardan yardım isteyen Abdulkerim’i buluyor. Hep birlikte köyü gezmeye başlıyorlar. Abdulkerim, onları kendi evlerine götürüp ailesiyle tanıştırıyor. Bu sırada evin annesi 4 yaşındaki Adem’i yıkıyor leğenin içinde. Hakan ve Çağlar kullanılan mağara suyuna baktıkları anda suyu analiz etmeleri gerektiğini anlıyorlar. “Bu suyu aynı zamanda içiyor musunuz” sorusunda Abdulkerim’in cevabı ne yazık ki “evet” oluyor!


Su mağarasına keşif yolculuğu


Derken ekip su kuyusunun sondajı için en uygun yeri aramaya başlıyor. Çeşitli kriterlere göre su kuyusu için en doğru noktayı bulup sondaj yerini belirliyorlar. Çağlar ve Hakan, mağaranın durumunu görmek için çocukları takip edip mağaraya ulaşıyorlar. Suyu köye 5-10 yaşlarında çocuklar taşıyor ve bunu her gün defalarca yapıyorlar. Derin mağaraya iniyorlar ve en altta bir su birikintisine rastlıyorlar. Hakan Girginer, “İşte bütün köyün su kaynağı bu. Yarasaların kol gezdiği, kaygan taşların, çamurlu yüzeylerin, ıslak yaprakların sizi tuzak gibi beklediği, dik inişlerle dolu, neredeyse ellerinizle tırmanmanız gereken bir mağaranın içinden köye hayat versin diye su getiriyor çocuklar” sözleriyle betimliyor karşılaştığı iç karartıcı tabloyu. Çocuklar hep birlikte doldurdukları su kovalarıyla çıkıyorlar mağaradan.





Yoksulluğun tarifi olabilecek köy


“Kbungwe” sözlükte yoksulluğun tarifi olabilecek bir köy. Beş yıldızlı otellere bu kadar yakın, o pırıl pırıl hayatın gölgesinde kendi halinde bir köy burası. Köyün erkekleri işte o otellerde çalışmak zorundalar. Sabah gün doğmadan çalışmaya gidiyor, akşam geç saatte dönüyorlar. Kadınlar ise ne gerekiyorsa onu yaparak hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.


Sıra su analizinde…


Su Savaşları ekibi su kuyusu için sondaj ekibini beklerken su analizi yapmaya başlıyor. Sondaj ekibinin gelişi gecikiyor. Akşam saatleri olmasına rağmen gelmiyor ekip. Beklerken Abdulkerim’in evinde yemeğe davet ediliyorlar. Aileyle akşam yemeklerini yiyorlar. Ardından su analizine gidiyorlar ve ne yazık ki çıkan sonuçlar Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği rakamların çok altında çıkıyor. Azot döngüsü yani suda kirlilik çok fazla. Bir an önce köyü su kuyusu açarak suya kavuşturma gerçeğiyle yeniden yüzleşiyorlar.


Sondaj makinesi köye ulaşıyor


Ertesi gün su kuyusu için sondaj makinesi ve ekibi ulaşıyor köye. Hakan Girginer sabahın erken saatlerinde gidip bizzat getiriyor köye sondaj makinesini. Hemen çalışmaya başlıyorlar. Zemin kayalık mı, toprak mı ancak kazdıkça anlayabiliyorlar. Su kuyusunun sondajı sorunsuz ve hızlı ilerliyor, hedefleri 55 metreye kadar inmek. Tüm köy çalışmalarda seferber oluyor. Beklenenden kısa sürede 45 metreye ulaşıyorlar, su çıkacak mı diye herkes sabırla bekliyor.



Nefesler tutuluyor


Son beş metreye gelindiğinde nefesler tutuluyor. Yüzlerde hem umut hem korku var. Çocuklar onları adeta film izler gibi izliyor. Tüm köy halkı kuyunun başında bekliyor; merak, umut ve hayallerle… Her yüzde başka bir duygu görmek mümkün. Ve işte beklenen an geliyor, toprağın mucizesi gerçekleşiyor ve topraktan alabildiğine su fışkırıyor. Tüm köy halkı birbirine sarılıyor ve köyde adeta bir bayram havası yaşanıyor.


Çocuk sevinmesi dünyanın en güzel anı


TRT Belgesel kanalında yayınlanan Su Savaşları belgeselinin dördüncü bölümü, su kuyusunun açılmasını takiben bu harika anlarla sona eriyor. “Çocuk sevinmesi dünyanın en güzel anı, su çıkmış topraktan, elbet sevinecekler. O kalbinin bütün temizliğiyle seviniyor” sözleriyle özetliyor hislerini o an Hakan Girginer. Çağlar Demirkapı ise “İşte bu çoşkuyu seyrederken yıllar geriye sarıyor sizin için. Gençleşiyorsunuz. Baktığınız mutluluk size geçiyor. Onların enerjisi bir şekilde dönüyor ve sizi buluyor” sözleriyle son noktayı koyuyor.

27 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commenti


I commenti sono stati disattivati.
bottom of page