TRT Belgesel kanalında yayınlanan Su Savaşları belgeselinin beşinci bölümü bambaşka bir coğrafyada geçiyor. Afrika’dan farklı olarak bu sefer Asya’nın zorlu coğrafyalarını, Nepal’i keşfediyoruz. Hakan Girginer ve Çağlar Demirkapı’dan oluşan Su Savaşları ekibi, bu sefer Himalayalar’daki bir köy okulu öğretmeninin çağrısıyla Chamkila köyüne doğru yola çıkıyor.
Chamkila köyünde yaşayan 9 yaşındaki Avaz, her gün köyüne su götürebilmek için zorlu bir yolculuğa çıkıyor. Ne yazık ki onların su kuyusu yok. Suya ulaşmak için ölümle yaşam arasındaki ince çizgideki yolu her gün yeniden başlıyor. Ayaklarına 2 numara büyük gelen lastik terliklerle tepelerde, toprak yollardan yaptığı 1,5 saatlik su yolculuğu sonrasında ailesi suya kavuşuyor. “Bir gün evimizin yakınından geçen dereden su içen kuzenim hastalandı ve bir daha hiç iyileşmedi. Onu tekrar göremedim. Kültürümüzde cenazelerde ağlanmaz ama ölümün sebebi suysa başka. Bu yüzden su için uzaktaki vadiye yürümekten başka çaremiz kalmadı. Köyümüze çıkan patikada herkes birbirini takip etmek zorunda” sözleriyle anlatıyor Avaz köydeki durumu.
Chamkila köyüne doğru
Hakan Girginer ve Çağlar Demirkapı’dan oluşan Su Savaşları ekibi, araçlarıyla yükseklere doğru tırmanırken Chamkila köyünün öğretmeninin bahsettiği nehri arıyorlar. Nehri bulunca onu takip edecekler köyü bulmak için. Dik bir vadide yer alan köye ulaşmak çok kolay olmuyor. Chamkila köyünün sakinleri hastalıklar ve hatta ölümler artınca hemen köyün yanından geçen nehrin suyunu kullanmayı bırakmış. Çağlar, önce bu suyu analiz etmek istiyor. Suyun arsenikli olup olmadığını görmek istiyor. Köy haklı su kuyusu olmadığı için son üç yıldır köyün 2-3 kilometre yakınında buldukları kaynak suyunu kullanıyor. Su Savaşları ekibi köyün yakınına ulaştığında hemen dere kenarına gidip suyu analiz etmeye başlıyorlar. Ve ne yazık ki suyun analizinden çok kötü sonuçlar çıkıyor; suda hem bor hem arsenik tespit ediliyor. Chamkila köyündeki hastalık ve ölümlerin sebebinin bu su olduğu anlaşılıyor!
Köy konseyi toplanıyor
Su Savaşları ekibi bu derenin kullanılamayacağından emin oluyor fakat öncelikle köye gidip onları yardıma çağıran öğretmeni bulmaya çalışıyor. Onu bulunca köylülerin toplanıp onları beklediklerini görüyorlar. Hemen onların yanına gidip sorunlarını dinlemeye koyuluyorlar. Ne yazık ki bu akan suya kurban vermeyen aile olmadığını öğreniyorlar köyde. Kimi eşini, kimi çocuğunu kimiyse babasını kaybetmiş. Sebebini anladıkları zamandan itibaren de çocukların su yürüyüşleri başlamış. Maalesef susuzluk dünya üzerindeki pek çok coğrafya gibi burayı da etkiliyor.
Yeni bir su kaynağı bulmak şart
Su Savaşları ekibi sorunu tespit ettikten sonra çözüme yoğunlaşıyor. Chamkila köyünde nüfusun büyük kısmı kadınlardan ve çocuklardan oluşuyor. Köyün erkeklerinin çoğu yurtdışına çalışmaya gitmiş. Dere ve ona bağlı yeraltı suları kullanılamaz olduğu ve su kuyusu da bulunmadığı için Su Savaşları ekibinin yeni bir su kaynağı bulması gerekiyor. Bu amaçla ekip köyün su aldığı kaynağı görmek üzere yola çıkıyor. Kaynak suyunun temiz olduğunu anlıyorlar ancak tek sorun köy ile kaynak arasındaki 4 kilometrelik mesafe. Ekip temiz suyu köye ulaştırmanın yolunu bulmak için plan yapıyor. Suyu borularla köye götürüp depolamayı planlıyorlar. Köyden aldıkları büzlerin aralarına beton döküp hazne olarak kullanacaklar. Bu noktada aldıkları risk yağmur yağmaması, zira betonların kuruması için yağmur yağmaması gerekiyor.
Sosyal medyadan buluşma
Tekrar köye geldiklerinde Su Savaşları ekibi, programda bir ilki gerçekleştiriyor ve sosyal medyadan canlı yayınla takipçilerine sesleniyor. TRT Belgesel kanalında yayınlanan Su Savaşları belgeselinin izleyicilerine çekim ekibini ve bulundukları ortamı tanıtıyorlar. Başta Avaz olmak üzere köyün çocukları, takipçileri selamlıyor. Onlarca yorum alıyorlar ve bu tatlı buluşma, Su Savaşları ekibini temiz su yolculuklarında daha da motive ediyor.
Sonrasında Su Savaşları ekibi, Avaz’ın ailesinin davetiyle evlerinde hep beraber sofraya oturup akşam yemeklerini yiyor. Ertesi sabah erkenden büzler geliyor. Çağlar ve Hakan’a taşımada köylüler yardım ediyor. İşleri hiç de kolay deği!. Köye su getirmek için 200 metre kot farkını aşmaları, su deposu yapmaları ve filtreleme sağlamaları gerekiyor. Köy halkıyla imece usulü çalışmaya başlıyorlar. Bir yandan da ince boruları yukarıdan aşağıya döşüyorlar. Tüm köy seferber oluyor. Hatta köyün kadınları tuğlaları ağır demiyor sırtlarında taşıyorlar. Şimdi sıra bambulardan yardım alarak su deposunu yukarı taşımakta. Zorlu arazi şartlarına rağmen hep birlikte düşe kalka taşıyorlar. Sonunda el birliğiyle depoyu yukarı çıkartıp yerine oturtuyorlar.
Final günü geliyor
Depo dolmaya başlıyor ve filtre sistemini kuruyorlar. Peki, su kaynak ve köydeki depodan 4 kilometrelik borulardan geçerek köye ulaşacak mı? Köy halkı bir araya gelip musluğun başında beklemeye koyuluyor. Suyu Avaz açıyor ve kısa sürede musluktan su gelmeye başlıyor. Köyde bir bayram havası yaşanıyor. İşte o an tüm emeklere, tüm yorgunluklara değiyor. Bütün köy halkı sudan içiyor, birbirine sarılıyor. Her biri ayrı ayrı Hakan ve Çağlar’a sarılıp teşekkürlerini sunuyor.
Köy suya kavuşurken…
Böylece Su Savaşları ekibi sayesinde Nepal’deki bu ücra köy de suya kavuşmuş oluyor. TRT Belgesel kanalında yayınlanan Su Savaşları belgeselinin bu bölümü de biterken köyün bilgesi, Avaz’ın büyükannesinin dudaklarından dökülen şu sözcükler zihinlerimizde yer ediyor:
“Doğum ile ölüm arasında bölünmez bir birlik vardır. Dünyada iyilik yapacak ve şükredeceksin…”
Comments