top of page

Su Savaşları’nda her şeyin bir çaresi var

TRT Belgesel kanalında yayınlanan Su Savaşları belgeselinin 11. bölümünde Su Savaşları ekibi Gambiya’daki Wellingara köyüne gitmiş ama rüzgar gülünün tamiratı konusunda başarısız olmuştu. Su Savaşları ekibi, yerden 20 metre yükseklikteki rüzgar gülünün tepesindeki sistemi önce aşağıya indirip tamir etmiş, sonra da yeniden takmıştı. Ancak ne yazık ki rüzgar gülü çalıştığı an dişli kutusu dağılıp düşmüştü. O sırada ekip sadece büyük bir tehlike atlatmakla kalmamış tüm hayaller yerle bir olmuştu. Ancak yine de Hakan Girginer ve Çağlar Demirkapı’dan oluşan Su Savaşları ekibine pes etmek yakışmazdı! TRT Belgesel kanalında yayınlanan Su Savaşları belgeselinin 12. bölümü, Su Savaşları ekibinin arıza yaratan parçaları incelemeleriyle başlıyor. Çocuklar onları ilgiyle izlerken Su Savaşları ekibi bilgisayarda bozulan parçanın üç boyutlu çizimini yapıyor. Türkiye’deki bağlantılarına çizimi e-postayla gönderip eksik parçayı uçakla göndermelerini isteyecekler. Derken yanlarına onlara baştan beri destek veren Mudu geliyor ve nasıl olduklarını soruyor. Su Savaşçısı Hakan Girginer, “Bizim onları teselli etmemiz gerekirken Mudu gelip bizi teselli ediyor” sözleriyle belirtiyor üzüntüsünü ekip arkadaşı Çağlar’a. Mudu: “Her şeyi Allah’a bırakın, her şeyi Allah yarattı, Allah sayesinde başarıyı yakalayacağız” diyor. Bütün köy konuşmuşlar ve hep birlikte güçlerini bir araya getirmek için Vazife Ritüeli yapmaya karar vermişler. Hakan Girginer şöyle anlatıyor bu ritüeli: “Bu bölgenin geleneklerinde Vazife adı verilen önemli bir ritüel var. Bu Vazife kapsamında camide kuzey-güney ekseninde yere uzun bir dikdörtgen örtü örtülüyor. Bu örtünün etrafına köyün imamı ve ileri gelenleri karşılıklı oturuyorlar, dualar okunuyor. Ve duaların bir aşamasında örtü katlanmaya başlanıyor. Buradaki amaç hem niyetin hem de katlanan duaların örtünün içinde kalması. Bu ritüel çok sık gerçekleştirilen ritüellerden değil, çok önemli zamanlarda belki de son çare olarak gerçekleştiriliyor. Bu sefer Wellingara köyü toplanıp bu ritüeli Su Savaşları ekibi için gerçekleştiriyor.”


Su tankı inceleme altında

Bu etkileyici ritüel sonrasında Su Savaşları ekibi çalışmaya devam ediyor. Çağlar, sabahın ilk saatlerine kadar çalışıyor. Şanzımanın içindeki şaftın üç boyutlu çizimini Türkiye’ye e-posta atacak. Orada yaptırılıp uçakla geri gönderilecek. Su Savaşları’nda her şeyin bir çaresi var, o ülkede değilse bile, elbette Türkiye’de! Şu bir gerçek ki Su Savaşçıları Çağlar ve Hakan, çare olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hakan Girginer köyün bostanıyla ilgili tespitte bulunuyor. Oradaki su tankını incelemeye karar veriyorlar. Tankta da sorun varsa yine malzeme arayışına girebilirler. İkili su tankının tepesine çıkıyor. Sekiz sene atıl kalmış tank arızalanmış. Ancak ekip tankın ciddi bir tamirat gerektirmediğini fark ediyor. Şimdi sırada üç boyutlu çizimin olduğu e-postayı göndermek için sinyal çeken bir yer bulmak var.



Hayri Dağlı’nın yardımıyla güneş kitlerine ulaşıyorlar

Su Savaşları ekibi 45 dakika mesafedeki internet ve telefon çeken yere gitmek için yola çıkıyor ve yollamayı başarıyorlar. Bu sırada köyün karanlık olma sorunu üzerine konuşurlarken akıllarına Hayri Dağlı’nın daha önce kurduğu akıllı köydeki güneş panelleri çözümü geliyor. Çağlar Demirkapı, “Hayri’yi aramak geldi aklımıza. Hayri hem arkadaşımız hem de bu konularda çok tecrübeli” diyor ve arıyor. Hayri o sırada Tanzanya’da çalışmalarına devam ediyor, telefonda Su Savaşları ekibiyle beraber yaptıkları akıllı köyün sürdürülebilirlik, takip işlerini yaptıklarından bahsediyor. “Afrika’daki işlerin yüzde 67’si takibi yapılmazsa atıl durumuna düşüyor. Ama biz projelerimizi çok sıkı takip ediyoruz” diyor Hayri. Ekip Hayri’ye güneş panellerinin detaylarını soruyor. “Güneş kitleri eğitim, sağlık getiriyor. Çocuklar ders çalışamıyor geceleri” diyor Hayri ve ekliyor: “24 Watt’lık güneş kitleri ihtiyaçlarını çözecektir, size linki ileteyim.” Ekip Hayri’nin attığı linke ulaşıp güneş kitlerini de istiyor.


Sorunlar adım adım çözülüyor

Sırada havalimanına gidip Türkiye’den gelen parçayı almak var. Dönüş yolunda ise ekibi kimlik kontrolü için polis durduruyor. Onunla sohbet ederken gözlerine traktör ilişiyor ve sonra sahibiyle pazarlık edip traktörü Wellingara’da kullanma şansını elde ediyorlar. Havalimanından hem eksik parçaları hem de güneş kitlerini alıp dönüyorlar. Köye gelince ilk iş Mudu’nun evine güneş kitini kuruyorlar. Sonra da diğer evlere tabii. Böylelikle köye öncelikle ışık gelmiş oluyor. Sonrasında Çağlar ve Hakan tüm gece çalışıp rüzgar gülündeki eksik parçaları monte ediyorlar. Ertesi sabah da ikili traktörle tarlayı kolayca otlardan arındırıp temizliyor. Ve sıra rüzgar gülüne geliyor, yeni parçalar takıldıktan sonra Su Savaşları ekibi yine köy halkıyla beklemeye başlıyor.

Ve sistem işliyor, gergin bekleyiş, hortumdan aniden gelen tazyikli suyla neşeye ve coşkuya dönüşüyor. Çocuklar suya kavuşmuş olmanın mutluluğuyla zıplıyor, yüzleri gülüyor. Su Savaşları ekibi yine başarıyor… Hakan Girginer, bu büyülü anı şu cümleyle özetliyor: “Bu sefer suyu çok bekledik ama sonuç ortada, suya kavuştuk.” Çağlar Demirkapı ise şu umutlu cümleyle sonlandırıyor konuşmasını: “Biz suyu verip gitmiyoruz. O değirmen hep çalışacak, o depo hep dolacak. Bu insanların yüzü hep gülecek…”



3 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page